Ekonomi

Bakan Ersoy: Turizmde ilk 3’e girmeyi hedefleyen bir ülkeyiz

Bir televizyon kanalına konuk olarak soruları yanıtlayan Mehmet Ersoy, 2023 yılı turizm verileri, turizmdeki hedefler, arkeoloji, tarihi eser kaçakçılığı, halk plajları ve Kültür Yolu Festivalleri hakkında açıklamalarda bulundu.

Bakan Ersoy, 2023 yılının turizmde rekor yılı olacağını vurguladı, “Bu bölgede yaşıyorsanız geçmişte de krizler vardı, bugün de krizler var, gelecekte de krizler olacak. O halde nüfusu krizlere karşı bağışık hale getirmemiz lazım. Buna konsantre olup sistemi kurmalıyız. Oldukça başarılı bir sistem kurulduğu için yılı rekorlar kırarak tamamladık. “56,7 milyon ziyaretçiyle geçen yıla göre yüzde 10’luk bir artış yakaladık. Bu rakam gelir açısından çok daha yüksekti. Bu yıl yaklaşık yüzde 17 artışla 54,3 milyar dolar oldu.”dedi.

Nitelikli turizm hedeflerinin devam ettiğini belirten Ersoy, şöyle konuştu: “Bu yıl kişi başı harcamayı 106 dolara çıkarmak istiyoruz. Orta vadeli programa baktığınızda Hazine Bakanlığı 2024 için 59,6 milyar dolar gelir hedefi belirlemiş. Biz de bununla uyumlu bir hedef açıkladık; 60 milyar dolar gelir olarak ulaşabileceğimiz bir hedef gibi görünüyor.”dedi.

“TÜRK HAVA YOLLARI İLE BİRÇOK İŞBİRLİĞİ YAPTIK”

Mehmet Ersoy, Türkiye’de turistlerin kalış sürelerinin diğer ülkelere göre daha uzun olduğuna dikkat çekerek, turizm sektöründe en önemli unsurun ürün çeşitliliği olduğunun altını çizdi.

Çok fazla turist almayan ancak turizm hareketliliğinin yoğun olduğu bölgelere odaklandıklarını belirten Ersoy, şöyle konuştu:

“Örneğin Kuzey Amerika. 2019’da yoğun çalışmaya başladığımız ilk dönemde 590 bin Amerikalı turistle rekor bir rakam yakaladık. Pandemi sonrasında da konsantrasyonumuz devam etti. Türk Hava Yolları (THY) ile birçok ortak çalışma yaptık. Bunu aştık. 2022’de 1 milyon. 2023’te Türkiye’de 1.4 milyon Amerikalı ziyaretçi ağırladık. Bu yoğunlaşma devam edecek. ABD’den yüzde 31’lik bir artış bekliyoruz. Kanada’ya yoğunlaşma kararı aldık, yüzde 41’lik bir artış hedefliyoruz. Uzak Doğu’da Asya’da Çin Kitle turizmi açısından büyük potansiyeli olan bir yer. Yüzde 102 artış öngörüyoruz. Hindistan pazarı çok değerli. Nüfusu çok büyük. Yüzde 64 artış potansiyelimiz var, yüzde 30 artış bekliyoruz. Avustralya’da Mart itibarıyla THY oraya uçmaya başlıyor. Bunu fırsat olarak görüyoruz. İskandinav pazarında orada duraklamalar oldu. Şimdi hızlı büyüme şansımız var. İsveç’te yüzde 23, yüzde 15 artış bekliyoruz. Finlandiya’da artış. Yine Norveç. “Danimarka’da yüzde 8 ila 9 oranında artış bekliyoruz.”

“BÖLGESEL SERTİFİKASYON PROGRAMLARI GELİŞTİRECEĞİZ”

Bakan Ersoy, yerli ve yabancı turistlerin tatil için erken rezervasyon yaptırdığını belirterek, ikili ilişkilerde yaşanan olumlu gelişmelerin turizme de yansıdığını belirtti.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, konaklama sektöründe sürdürülebilir turizme yönelik sertifikasyon sürecinin uyumlu bir şekilde ilerlediğini ve Türkiye’nin bu konuda dünyada örnek gösterildiğine dikkat çekti. “Bundan sonra bölgesel sertifika programları geliştireceğiz. Bu sertifika programlarını yavaş yavaş yiyecek içecek bölümünde hayata geçireceğiz. Ancak bu konuya Batılı ülkelerden çok daha erken entegre olacağımızı düşünüyorum.”değerlendirmesini yaptı.

Ersoy, turizm amaçlı evlerin kiralanmasında herhangi bir ertelemenin bulunmadığını, müstakil evler için yıl sonuna kadar geçici izin verildiğini belirtti.

“SEYAHAT ACENTELERİNİ KAPATMA YAKLAŞIMIMIZ YOK”

Seyahat acenteleri ve 1618 sayılı Kanun’un yerine geçmesi planlanan yeni kanun tasarısı hakkında bilgi veren Ersoy, turizm düzenlemelerinin tüm dünyayla uyumlu yapılması gerektiğini vurguladı ve şöyle konuştu:

“Seyahat acentaları yönetmeliğiyle uzmanlık alanlarına göre yeni birliklerin oluşmasına izin vermek istiyoruz. Öncelikle seyahat acentalarını kapatacak bir yaklaşımımız yok. Tam tersine alan bazında yeni birlikler kurulmasını istiyoruz. İkinci olarak Avrupa’da ve dünyada olduğu gibi tekil bir yönetimden çoğulcu bir yönetime geçelim diyoruz. Bu tekil seyahat acentası sistemini sadece ülkemizde gördüm. Yine bu tekilliğin neler getirdiğini inceledim. Örneğin TÜRSAB farklı belgeler adı altında birçok kaynak toplamaya başlamıştır.Birçok belge oluşturmuş ve bu belgelere ilişkin üyelerinden ücret almaktadır.Yani milyarlarca kaynak toplamaktadır.Alt şirketler kurmuş ve Geçmişte yan kuruluşlar vardı, sonra topladığı kaynakları alt şirketlere aktardı ve gördük ki bu şirketlerin hepsi iflas etmiş, hepsi mali sıkıntı yaşıyor ya da vakıf kurmuş. Yetkisi olduğu için kimin üye olacağına kendisi karar verir. Ama son damgayı biz vurduk. Onun elemesini geçmeden vuramayız. Üyelerine, ‘Buraya üye olmak istiyorsanız şu kadarını vakfa bağışlayacaksınız’ dedi. Beni sözlü olarak buna mecbur etti. Bununla ilgili birçok şikayet, dava ve kontrol var. Hepsi devam ediyor. Yani bu tekil yapı, üyelerine büyük zarar verir hale geldi. Birçok belge üretildi. Bu çağda herhangi bir fiziksel belge kaldı mı? Dijital ortamın bu kadar geliştiği yerde hangi fiziksel belgeden bahsediyoruz? Bu fiziksel dokümanları kontrol etmek için kendine bağlı bir sistem oluşturur. Turizmde ilk 5 ülke arasındayız. 2028 yılında ilk 3’e girmeyi hedefleyen bir ülkeyiz. Bu çağda seyahat araçlarının fiziki olarak polis ve jandarma tarafından kuşatılmasını, belgelerinin kontrol edilmesini doğru bulmuyorum. Bunlarla ilgili çağdaş düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Dünyada bu işin yapılış şeklini tarafsız bir şekilde uyarlamaya çalışıyorum. Ancak sonuçta yasal düzenlemeyi Meclis yapacaktır.”

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu